ORC Genel Müdürü Mehmet PÖSTEKİ, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir hafta kala, Cumhurbaşkanı Adayları ve parti liderleri ile ilgili edindiği izlenimleri ve sahada yapılan anketlerin analizleri doğrultusunda ortaya çıkan veriler ile toplumun adaylara ve parti başkanlarına bakış açısına dair edindiği bilgilerin özet halini yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Pösteki yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı adayları ve parti başkanları ile ilgili şunlara değindi.
Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümet yönetme deneyimi, kendi seçmeninin gözünde hem olumlu hem de olumsuz şekilde görülebiliyor. Geçtiğimiz seçimlerde Cumhur İttifakı partilerine ve Erdoğan’a oy veren seçmenlerin bir kısmı, Erdoğan yorgun olduğu için ya da Erdoğan’ın hükümet politikalarını beğenmedikleri için başka adaylara yöneldi. Cumhur İttifakı seçmeninin tepki gösterdiği bir diğer konu ise Hüda Par adaylarının Ak Parti listelerinden aday gösterilmesi. Erdoğan ve Cumhur İttifakından kopmayan seçmen ise Erdoğan’ın hükümet yönetme deneyimini avantaj olarak görüyor.
Son dönemde gerçekleştirdiğimiz tüm araştırmalarda, ilk turda kazanmaya en yakın adayın Kemal Kılıçdaroğlu olduğu görülüyor. Geçmişte kendisi hakkında yapılan “lider vasfı yok” yakıştırmalarını, muhalefeti birleştirmek konusundaki adımları, barışçıl tutumu ve halkın adamı imajıyla çoktan yıktığı görüşü hakim.
Muharrem İnce deprem döneminde sahadaki aktifliğiyle takdir toplamıştı. Fakat iki mega ittifakın liderleri mitinglere ve programlara çıkmaya başladıkça İnce’nin popülaritesi azaldı. İnce’nin fevri tavırları, rakiplerine karşı karalayıcı siyasete başvurması ve gazetecilere karşı üslubu İnce’ye duyulan güvenin azalmasına sebep oldu. Bunun üzerine Memleket Partisi’nden gelen üst üste istifalar da İnce’nin oylarının düşmesinin bir diğer sebebidir.
Anketler İnce’nin hedeflerine yaklaşamadığını gösteriyor.
Sinan Oğan Cumhurbaşkanı adaylığını ilk açıkladığında anketlerde yüzde 2 bandında görülüyordu. Fakat kampanya sürecinde görünürlüğünü arttırdıkça, kendisine karşı büyük bir sempati oluştuğu görülüyor.
Özellikle; ·
MHP’nin Ak Parti ile ittifakından rahatsız olan milliyetçi seçmen,
· Erdoğan’ın yorulmuş olduğunu düşünen bir grup Ak Partili seçmen,
· Kılıçdaroğlu’nun adaylığından rahatsız olan bir grup Millet İttifakı seçmeninin de Oğan’a oy verme eğiliminde olduğu görülmektedir.
Hiç kuşkusuz, İmamoğlu ve Yavaş’ın sahadaki aktifliği Millet İttifakı’nın etki alanını genişletti.
Akşener anketlerdeki durumları nedeniyle, İmamoğlu ve Yavaş’ı aday olarak öne sürdüğünde masa krizi yaşanmıştı.
Masa krizi başta Millet İttifakı’na zarar verecek gibi görünse de İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak gösterilmesi, ittifakın bu krizden gücünü arttırarak çıkmasını sağladı.
Meral Akşener’in özellikle Parlamenter sisteme dönüş, Sınır politikaları, milli güvenlik, Sinan Ateş cinayeti ve Kadına şiddet gibi önemli konuları gündemden düşürmemesi ve takipçisi olacağı söylemi, seçmende karşılık bulmaktadır.